kentgazetesi - Sabahattin Yarar

“Okumuyoruz…”

-Sabahattin YARAR-

Sevgili kızımız Kebire KAYABAŞ köşesinde, Türkiye’nin geleceğini çok yakından ilgilendiren bir konuyu yazıya dökmüş ve önemli uyarılarda bulunmuş. Daha önceleri birkaç kez benim de yineleyerek yazdığım, okuma olgusunun, ne yazık ki gereken gelişmeyi göstermediğini görmek kaygılanmamıza neden olmaktadır…

Gençlik yıllarımızda, bırakın okumaya kitap almayı, derslerimiz için gerekli kaynak kitapları almaya bile maddi olanaklarımız elvermezdi. Kütüphanemiz ve onun sevimli, saygıdeğer görevlisi rahmetli Hasan Efendi her zaman imdadımıza yetişirdi. Kaynak kitapları numarasını hafızasından hemen söyleyerek bulur, bize yardımcı olurdu. Zaman bulabildiğimiz günlerde de özellikle aşk ve macera romanlarını, yine kütüphanede okur, okuma özlemimizi gidermeye çalışırdık. Kerime Nadir, Esat Mahmut Karakurt, Reşat Nuri Güntekin, Kemalettin Tuğcu, Jules Vernes o dönemlerde okuduğumuz yazarların başında gelirdi…

Okumak, hele kitap okumak; okuyanın ufkunu, görüş açısını, kelime dağarcığını, kişisel duygularını, hoşgörüsünü, düşünce yapısını olumlu bir şekilde etkileyen bir eylemdir.

Sadece okur-yazar olmak yeterli bir kazanım olarak düşünülemez. Bir günlük gazetenin bile okunması, okuyanın bazı konularda söz sahibi olmasını sağlayacak bilgi birikimini sağlayabilecektir. Okumanın kitaplarla devamının sağlanması ise, aydın, özgür düşünen, doğru konuşan, doğru yazan, bilgili ve kültürlü bir toplumun oluşmasını sağlaması açısından çok önemlidir.

Okuma alışkanlığının edinilmesinde, aile ortamının çok önem taşıdığı kanısındayım. Okul çağına başlayan çocuklarımıza, boş zamanlarının tamamını bilgisayarlar karşısında geçirmeleri yerine, hikaye kitaplarından başlayarak, kitap okumalarını salık vermek, onları teşvik etmek ailelerinin en önemli görevleri arasında olmalıdır. Hatta her okunan bir kitabın bitiminde bir küçük ödülle bu işin alışkanlık haline getirilmesi amaç edinilmelidir…

Gençlerimiz arasında kitap okuma oranı, bizim zamanlarımıza göre çok ileri düzeydedir. Ama artan nüfusumuz dikkate alındığında bu sayının yetersizliği, nerdeyse insanlarımızın hiç kitap okumadığı gerçeği sırıtmaktadır. Ülkemizde gelir düzeyimize göre, kitap fiyatlarının yüksekliği de bu olumsuzluğu etkileyen faktörlerin başında gelmektedir.Tüm olumsuz koşullara karşın, okuma alışkanlığı kazandırılmış olanların, bir şekilde kitap edindikleri ve okumaktan vazgeçmedikleri de bir gerçektir. Çocuklarımın kitaplıklarındaki kitapların benimkileri kat kat geçmiş olması bu tezimin en önemli kanıtıdır.

Ülkemize, geri zekalıların ve çıkarcıların engellemesi ile çok geç giren matbaanın, halkın bilinçlenmesi ve okumasını da uzun yıllar engellemiştir. Bu açığı kapatmanın tek yolu, çocuklarımızı, gençlerimizi daha çok okumaya yönlendirmek, Kebire Kayabaş’ ın önerlerine katılarak, her türlü kampanya ve girişimleri desteklemek gereklidir.

“Bilenle, bilmeyen bir olmaz...” Bilmek için öğrenmek, öğrenmek için de OKUMAK şarttır…Haydi, kitap başına!...